1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Caner Özdurak: Hürmüz Boğazı’nın Kapatılması Türkiye’de Enflasyonla Mücadele Sürecini Zorlaştırabilir

İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Caner Özdurak: Hürmüz Boğazı’nın Kapatılması Türkiye’de Enflasyonla Mücadele Sürecini Zorlaştırabilir

featured
istinye-universitesi-ogretim-uyesi-doc-dr-caner-ozdurak-hurmuz-bogazinin-kapatilmasi-turkiyede-enflasyonla-mucadele-surecini-zorlastirabilir.jpg
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İran Meclisi, Hürmüz Boğazı’nı kapatma kararını onayladı. Kararın ardından gözler petrol fiyatlarına çevrildi. Peki, dünya petrol ticaretinin önemli bir ayağı olan Hürmüz Boğazı’nın kapanması ticareti nasıl etkileyecek? Bu kararın petrol fiyatlarına etkisi ne olacak? İstinye Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Caner Özdurak merak edilenleri yanıtladı. “Hürmüz Boğazı’nın kapanmasıyla tetiklenecek petrol fiyatlarındaki yükseliş, Türkiye’nin enerji faturasını önemli ölçüde artıracak ve bu durum cari açığın derinleşmesine neden olacaktır” diyen Doç. Dr. Özdurak, enerji maliyetlerindeki yükselişin tüm sektörlerde üretim maliyetlerini artıracağına, fiyatları yukarı çekeceğine ve bu durumun enflasyonla mücadele sürecini daha da zorlaştıracağına dikkat çekiyor.

Dünya petrol ticaretinin yaklaşık yüzde 25’i bu boğazdan geçiyor

Hürmüz Boğazı’nın dünya petrol ticaretinin yaklaşık yüzde 25’inin geçtiği stratejik bir su yolu olduğunu belirten Doç. Dr. Caner Özdurak, “Bu boğazın herhangi bir nedenle kapanması, küresel enerji piyasalarında ciddi dalgalanmalara yol açabilecek potansiyele sahip. Böyle bir senaryonun petrol fiyatları, Türkiye ekonomisi ve enflasyon üzerindeki etkilerini çeşitli boyutlarıyla ele almak gerekiyor” diyor.

“Petrol arzında ani ve önemli bir daralma yaşanacaktır”

Boğazın kapanmasının petrol fiyatları üzerinde oluşabilecek etkilerini değerlendiren Özdurak, şunları söylüyor:

“Hürmüz Boğazı’nın kapanması durumunda, petrol arzında ani ve önemli bir daralma yaşanacaktır. Bu durum, kısa vadede petrol fiyatlarını 120-130 dolar seviyelerine taşıyabilir. Zira, piyasalarda oluşan panik ve arz endişesi, spekülatif hareketleri tetikleyerek fiyatları yukarı çekecektir. Ancak, bu seviyelerin orta vadede sürdürülebilir olması beklenmiyor. Küresel ekonomideki yavaşlama eğilimi, alternatif enerji kaynaklarına yönelim ve stratejik petrol rezervlerinin devreye sokulması gibi faktörler, fiyatların bir miktar aşağı yönlü düzeltme yapmasına neden olabilir. Ancak, bu düşüş, boğazın kapalı kalma süresi ve küresel enerji arz-talep dengesine bağlı olarak farklılık gösterecektir.”

“Enflasyonla mücadele sürecini daha da zorlaştıracak”

Boğazın kapatılmasının Türkiye ekonomisine etkilerini değerlendiren Özdurak, şöyle konuşuyor:

“Türkiye, enerji ithalatına bağımlı bir ülke ve petrol fiyatlarındaki artış, cari açığı doğrudan etkiliyor. Hürmüz Boğazı’nın kapanmasıyla tetiklenecek petrol fiyatlarındaki yükseliş, Türkiye’nin enerji faturasını önemli ölçüde artıracak ve bu durum cari açığın derinleşmesine neden olacaktır. Bu durum, Türk lirası üzerinde baskı yaratarak döviz kurlarında yukarı yönlü bir hareketlenmeyi tetikleyebilir. Artan enerji maliyetleri, üretim maliyetlerini yükselterek sanayi sektörünü olumsuz etkileyecek ve rekabet gücünü azaltacak. Petrol fiyatlarındaki artış, enflasyon üzerinde çok yönlü bir baskı yaratacaktır. Akaryakıt fiyatlarındaki artış, ulaştırma maliyetlerini yükselterek nihai ürün ve hizmet fiyatlarına yansıyacak. Enerji maliyetlerindeki yükseliş, tüm sektörlerde üretim maliyetlerini artırarak genel fiyat seviyesini yukarı çekecektir. Bu durum, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) için enflasyonla mücadele sürecini daha da zorlaştıracaktır.”

“FED’in para politikası kararlarını daha da karmaşık hale getirecek”

Bu durumun FED’in para politikası kararlarını daha da karmaşık hale getireceğini belirten Özdurak, şöyle devam ediyor:

“TCMB, bu belirsiz ortamda bir miktar ‘bekle gör’ politikası güdebilir. Petrol fiyatlarındaki kısa vadeli yükselişin orta vadede kalıcı olmayacağı beklentisi, TCMB’nin temmuz ayında faiz indirimi konusunda veriye odaklanarak karar vermesine neden olacaktır. Enflasyon görünümü ve ekonomik aktivite verileri, olası bir faiz indirimi kararında belirleyici olacaktır. Federal Rezerv (FED) için ise durum daha karmaşık. Zaten tarifelerin enflasyon ve ekonomi üzerindeki etkilerinin kalıcılığı belirsizliğini korurken, enflasyon düşüşündeki temel argümanlardan biri petrol fiyatlarındaki düşüş idi. Hürmüz Boğazı’nın kapanmasıyla petrol fiyatlarında yaşanacak kısa vadeli yükseliş, FED’in enflasyonla mücadele stratejisini zorlayacak ve faiz indirimleri konusunda daha temkinli adımlar atmasına neden olacaktır. Küresel ekonomik görünümdeki belirsizlik ve jeopolitik riskler, FED’in para politikası kararlarını daha da karmaşık hale getirecektir.”

“Boğazın kapanması Çin ekonomisi üzerinde ciddi bir baskı oluşturacak”

Boğazın kapatılmasının Çin ekonomisi üzerinde ciddi bir baskı oluşturacağına dikkat çeken Özdurak, “Çin, dünyanın en büyük petrol ithalatçılarından biridir ve enerji güvenliği, Pekin’in dış politikasının temel direklerinden birini oluşturur. Çin’in Hürmüz Boğazı’ndan geçen petrol ithalatı, ülke ekonomisi için hayati öneme sahip. Bu nedenle, boğazın kapanması Çin ekonomisi üzerinde ciddi bir baskı oluşturacak ve enerji kaynaklarını çeşitlendirme ve alternatif ticaret rotaları bulma çabalarını hızlandıracaktır. Çin’in bu bölgedeki stratejik çıkarları, krizin çözümünde diplomatik ve ekonomik olarak aktif rol oynamasına neden olabilir” diyor.

“Küresel üre ihracatının yaklaşık yüzde 40’ı risk altında”

Gıda fiyatlarında artış riskini de değerlendiren Özdurak, şu yorumu yapıyor:

“İsrail’in İran’ın nükleer programını ve askeri liderliğini hedef alan önleyici füze saldırısı olarak adlandırdığı eylemle İran ve İsrail arasında gerilim tırmandı. Dört gün sonra, her iki taraf da gübre sektörü de dahil olmak üzere kilit altyapıya ve kapanan endüstrilere yönelik saldırılardan olumsuz etkileniyor. Independent Commodity Intelligence Services’da gübre kıdemli editörü Mark Milam’a göre, İran, İsrail’in potansiyel hedefi olabileceği endişesiyle yedi üre ve amonyak tesisini kapattı. StoneX’e göre, İran 2024’te yaklaşık 4,5 milyon ton ihracat hacmiyle, Çin’in ihracat hacmine yakın büyüklükte, üçüncü en büyük üre ihracatçısıydı. Milam, ülkenin yılda yaklaşık 8,9 milyon ton üretim kapasitesine sahip olduğunu ve Türkiye, Brezilya ve Arjantin gibi pazarlara hizmet verdiğini belirtti. İran aynı zamanda önemli bir amonyak ihracatçısıdır. İran-İsrail çatışması gübre piyasaları için büyük önem taşıyor. Küresel üre ihracatının yaklaşık yüzde 40’ı risk altında. İran, yedi amonyak-üre tesisinin tamamını kapattı. Mısır’daki üre üretimi ise İsrail’den gelen gaz arzının kesilmesi nedeniyle durmaya devam ediyor. Fiyatlar şimdiden yükselişe geçti. Mevcudiyet ve fiyat endişelerini artıran bir diğer faktör de Çin’in gübre ihracatından sürekli geri çekilmesi. Hem Çin’in fosfat hem de üre ihracatları tarihsel seviyelerin gerisinde kalıyor. Çin tipik olarak yılda yaklaşık 5,5 milyon ton üre ihraç ederken, bu yıl Pekin’in yalnızca yaklaşık 2 milyon ton ihracata izin vereceği belirtildi. Sonuç olarak, Hürmüz Boğazı’nın kapanması gibi bir senaryo, küresel ekonomide domino etkisi yaratacak ve ülkelerin enerji politikalarını yeniden gözden geçirmesine neden olacak. Türkiye gibi enerji ithalatına bağımlı ülkeler için bu durum, ekonomik istikrarı koruma adına ek tedbirler alınmasını gerektirecek.”

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

0
joy
Joy
0
cong_
Cong.
0
loved
Loved
0
surprised
Surprised
0
unliked
Unliked
0
mad
Mad
İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Caner Özdurak: Hürmüz Boğazı’nın Kapatılması Türkiye’de Enflasyonla Mücadele Sürecini Zorlaştırabilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Menik Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Follow Us